bddk
|
BDDK: Mevcudu
koruyan banka başarılı
|
01.09.2008 |
|
BDDK Başkanı
Tevfik Bilgin, bankalarda
Mayıs-Haziran aylarından itibaren
bir miktar yavaşlama başladığını ve
bu dönemde önemli olanın mevcut
durumu korumak olduğunu söyledi.
|
İSTANBUL - BDDK’nın
8. kuruluş yıldönümü dolayısıyla İstanbul’da
düzenlenen “Küresel ve Ulusal Finansal
Sistemde Yeni Mimari Arayışları” konulu
konferansta konuşan Bilgin, bankaların
ortalama sermaye yeterlilik rasyosunun
Haziran sonu itibariyle yüzde 16.7 olduğunu
ve sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 12’nin
altında olan banka bulunmadığını söyledi.
Bilgin, “Mayıs-Haziran 2008’den sonra bir
miktar yavaşlama başlamıştır. Bankalarımız
için bu dönemde önemli olan mevcudu korumak
olmalıdır. Mevcudu koruyan banka başarılı
bankadır. Bir bankanın mali yapısı, sermaye
yeterliliği yeterli ise elbette farklı bir
büyüme politikası izleyebilir. Ama sırf
yarışta geri kalmamak için adale gücüne
bakmadan yarışa devam ediyorlarsa bu
kararlarının menfi etkilerini bilançolarında
çok hızla göreceklerdir” diye konuştu.
Global finans sistemindeki sorunlar
karşısında Türkiye finans sistemin olumlu ve
olumsuz yönleri bulunduğunu belirten Bilgin,
olumlu yönler arasında bankaların yüksek
sermaye yeterlilik rasyolarının yanı sıra,
Türkiye’de subprime mortgage kredisi
bulunmaması, kredilerin rating ayarlamaları
ile şişirilmemiş olmasına işaret etti.
Bilgin, Türkiye finans sisteminde
şeffaflığın Batı’daki örneklerle
karşılaştırılamayacak kadar iyi durumda
olduğunu ve dış borç geri ödemelerinde
herhangi bir sorunla karşılaşılmadığını
söyledi.
GLOBAL SORUNLARDAN BAĞIŞIK DEĞİLİZ
Diğer yandan, “Elbette global gelişmelerden
de bağışık değiliz, etkilenmekteyiz ve daha
da şiddetli etkilenme ihtimalimiz yüksektir.
Ancak önemli olan bunların farkında
olmaktır” diyen Bilgin, kredi riski ve
uzantısı olarak faiz ve likidite riski ve
bankaların kârlarında düşme potansiyeli gibi
tehlikelere işaret etti.
Kur riskini oluşturan reel sektörün doğrudan
yurt dışından borçlanmasının 120 milyar
dolara ulaştığını belirten Bilgin bu
borçlanmalarda şirketlerin yurt dışında ne
gibi teminatlar verdiğinin bilinmediğine
dikkat çekti.
Bilgin, “Acaba yurt dışından borçlanan reel
sektör firmalarımız teminat olarak sahibi
oldukları varlıkları ipotek verdilerse ya da
20-30 yılda büyük zorluklarla bugüne
getirdikleri işletmelerin hisse senetlerini
rehin vermişlerse ve bunlarda bir parazit
olduğunda reel sektörümüzün bir kısmı hiç
bilmediğimiz yabancıların eline geçebilir
mi?” diyerek endişesini ifade etti.
Toplantıda konuşan Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Nazım Ekren, yaşanan sürecin
ürettiği sinyaller konusunda ekonomik ve
siyasal sistemdeki trendin değişiminin mi
yoksa düzelme ve düzeltmenin mi yaşandığının
tespitinin önemli olduğunu söyledi.
Ekren, dünyada yaşanan sürecin Türkiye’deki
temel finansal göstergelere etkisine de
dikkati çekerek, “İlk etki Türkiye’de
borsada görülüyor. Borsadaki hisse senedi
tahvil ve bono piyasalarındaki gelişmeler
farklı sinyaller veriyor olsa da etkilenme
sürecinin nispeten yavaş ve az olacağı
konusunda önemli ipuçları söz konusu” dedi.
|
|
|
|