5nisan
|
Türkiye Ekonomisi
5 Nisan Kararları
1994 yılının başına gelindiğinde,
Cumhuriyet tarihinin en büyük cari açığı
ve kamu açığı makroekonomik
dengesizliklerin boyutu görmek açısından
yeterlidir. Orta-uzun dönemde
sürdürülemeyecek olan bu yapı ve
politikalar 1994 yılı Nisan ayında içine
düşülen ağır iktisadi krizin
oluşumundaki nedenlerdir.
Diğer yandan kriz sinyallerinin alınmaya
başlandığı 1993 yılının son ayları ile
1994 yılının Nisan ayı arasında geçen
sürenin incelenmesi krizin yönetimi
açısından da oldukça yanlış uygulamalara
başvurulduğunu göstermektedir. Aşırı
spekülatif sermaye girişinin ekonomik
dengeler üzerindeki olumsuz etkilerini
Türkiye kadar ağır yaşamış olan bazı
gelişmekte olan ülkelerde krizin ortaya
çıkmasıyla birlikte alınan önlemler ile
krizin daha hafif atlatılması mümkün
olmuştur. Ancak Türkiye'de başvurulan
uygulamalar ve iktisadi kararlar krizin
boyutunu artırıcı etki yaratmıştır
denilebilir.
Bir başka deyişle, 1993 sonu ve 1994
başını kapsayan dönemde Türkiye, kriz
yönetiminde de başarısız olmuştur. 1993
yılının ortalarında siyasi otorite
kamunun faiz yükünün çok yüksek olduğunu
ve kısa dönemde uygulanacak
politikaların faiz oranlarını düşürme
amacı taşıyacağını açıklamaya başladı.
Bu aşamada ekonomiye likidite enjekte
edilmeye başlandı ancak yüksek likidite
ve düşmesi beklenen döviz talebini hızla
artırmaya başladı. Diğer yandan yüksek
cari açık da devalüasyon beklentilerini
kamçılamakta ve döviz talebini artırıcı
işlev görmekteydi.
Siyasi otorite dövize olan talebi yüksek
döviz rezervlerini satarak sınırlamanın
mümkün olacağı, bu şekilde piyasada
dolaşan paranın İMKB'ye
yönlendirilebileceği varsayımı ile
hareket etmekteydi. Bu varsayımlar iki
nedenle geçerli olmadı. Bunlardan
birincisi büyük bankalar yüksek bir
devalüasyon olacağı bilgisi ile hareket
etmekteydiler. Dolayısıyla piyasaya
sürülen döviz talebi kırma işlevini
yerine getirmekten uzak kalmakta ve
piyasaya sürülen döviz giderek artan
fiyatta alıcı bulmaktaydı.
Diğer yandan İMKB, o dönem için 52
milyon dolar gibi dar bir işlem hacmine
sahipti ve piyasada dolaşan spekülatif
sermayeyi mas etme kapasitesine sahip
olmaktan çok uzaktı. Sonuç olarak Ocak
1994'te döviz kuru 19 000 TL/$ Merkez
Bankası rezervleri 7 milyar dolar iken
Nisan 1994'te döviz kuru 38 00 TL/$'a
çıkarken, uluslararası rezervler 3
milyar dolara düştü.
5 Nisan 1994'te hükümet dengeleri
yeniden kurmak amacıyla yeni kararlılık
önlemleri paketini ilan etti. Dövize
olan akını kesmek ve kısa dönemli kamu
borçlarını ödeyebilmek için Mayıs 1994
tarihinde %400 faizli borçlanma
kağıtlarını piyasaya sürmek zorunda
kaldı. Dengeleri düzeltmeden yapay yolla
faiz oranlarını düşürme çabası faiz
oranlarında çok daha yüksek oranda bir
sıçramaya neden olmuştur. Sonuç,
ücretlerin düşürülmesi, işsizlikte
artış, yüksek bir devalüasyon ve üç
basamaklı enflasyon döneminin açılması
olarak kendini gösterdi.
Uygulamanın İçeriği
İstikrar programı, enflasyon oranını
azaltma, TL'ye kazandırma, dışsatımı
artırma ve bunları gerçekleştirerek, 'sürdürülebilir'bir
ekonomik ve toplumsal gelişme sürecini
elde etmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçlara
ulaşılması, başta kamu kesimi
açıklarının azaltılması ve bir dizi
yapısal yeni düzenlemelerle
gerçekleştirilecektir.
Yaklaşım 'temel ilke'olarak 'üretim
yapan, sübvansiyon dağıtan bir devlet
yapısından, ekonomide piyasa
mekanizmasının tüm kurum ve kurallarıyla
işlemesini sağlayan ve sosyal dengeleri
gözeten bir devlet yapısına
geçmeyi'almaktadır.
Uygulama programı, ek olarak, döviz
kurunun fiyat artışıyla uyumlu
kılınmasını, TCMB'nin giderek 'özerk bir
yapıya'kavuşturulmasını sağlıklı bir
para politikası düzenlenmesi, sermaye
piyasasında spekülatif işlemlerin
sınırlandırılmasını ve dışsatımın ve
yabancı sermaye girişlerinin
artırılmasını öngörmekteydi.
|
|
|
|