1987-1993 Türkiye Ekonomisi
1986-1989 döneminin ilk yarısında
ekonomide canlılık, ikinci yarısında ise
durgunluk görülmüştür. 1986 yılında iç
talepteki artış, petrol fiyatlarındaki
düşmenin yarattığı uygun uluslararası
koşulların da katkısıyla, ekonominin
hedeflenen uzun dönem büyüme hızının
üzerinde büyümesine yol açmıştır. Bu
süreç, 1987 yılında da devam etmiş ve
büyüme hızı %9,8 olarak gerçekleşmiştir.
Ekonomik büyüme oranlarında görülen bu
yükselme, özellikle kamu kesimi
yatırım-tasarruf farkının artmasına
neden olmuş ve sonuçta kamu kesiminin
borçlanma gereği 1986 yılında GSMH'nın
%3,6'sı iken, 1987 yılında %6,1'ine
ulaşmıştır. Bu durum, piyasalarda
arz-talep dengesizliklerine yol açarak
enflasyon oranının yükselmesine neden
olmuş ve 1981-1987 yılları arasında
deflatör ortalama olarak %38 artarken,
1988 yılında %72,3 seviyesine çıkmıştır.
Yine aynı şekilde, toptan eşya fiyat
endeksi bu dönemde ortalama %35,6
artarken 1988 yılında %68,3 düzeyine
yükselmiştir.
İç borç stoku 1988 yılında 28.4 trilyon
TL, dış borç stoku ise 41 milyar dolar
olarak gerçekleşmiştir. 1987 yılında
Türkiye'nin ihracatı 10 milyar dolar,
ithalatı ise 14 milyar dolar olarak
gerçekleşmiş ve dış ticaret açığı 4
milyar dolara ulaşmıştır. Bu yıl cari
işlemler dengesindeki açık 1986 yılına
göre bir düşüş kaydederek 806 milyon
dolara inmiştir.
Ekonomideki dengesizlikleri gidermek
amacıyla 1987 yılı sonunda kamu
tarafından üretilen mal ve hizmetlerin
fiyatları önemli ölçüde yükseltilmiş ve
piyasalardaki dengenin yeniden
kurulabilmesini sağlamak üzere Şubat
1988'de bir dizi önlemler alınmıştır. Bu
önlemlerin amacı, Türk Lirası cinsinden
tutulan tasarrufların çekiciliğini ve
dolayısıyla Türk Lirası'na olan talebi
artırmak, ithalatı frenlemek, ihracatı
tekrar canlandırmak ve kamu
harcamalarını kısarak ekonomideki aşırı
ısınmayı gidermek şeklinde
özetlenebilir.
Kamu açıklarını kısmak için kamu
yatırımlarının azaltılması, özel kesimin
üretim ve yatırım kararlarını da olumsuz
etkilemiştir. Faizlerin yükselmesi ise
finansman maliyetlerini artırıcı ve
üretimi yavaşlatıcı bir etken olmuştur.
1988 yılında reel GSMH büyüme hızı %1,5
olarak gerçekleşmiştir. Reel GSMH büyüme
hızının 1987 yılına göre bu denli
düşüşünün en önemli nedeni; sanayi
sektörü ve hizmetler sektörünün büyüme
hızlarındaki gerilemedir. Ayrıca KİT
ürünlerindeki fiyat ayarlamalarının
büyük ölçülerde ve şok biçiminde olması,
ekonomideki enflasyonist beklentileri
artırmıştır. Böylece ekonomi, 1988
yılının ikinci yarısından itibaren,
özellikle imalat sanayiinde
belirginleşen bir durgunluğa girmiş ve
daralan iç talebin etkisi ile ortaya
çıkan tasarruf fazlası 1.6 milyar dolar
cari işlemler fazlasına dönüşmüştür.
1988 yılında Türkiye'nin dış ticaretine
bakıldığında; ihracatın 11.6 milyar
dolar, ithalatın ise 14.3 milyar dolar
düzeyinde gerçekleştiği görülmektedir.
1988 yılında cari işlemler dengesinin
fazla vermesinde, bir önceki yıla
kıyasla dış ticaret açığının önemli
ölçüde azalması ve turizm gelirleri ile
diğer mal ve hizmet gelirlerinin
(yurtdışı müteahhitlik hizmetleri,
navlun gelirleri gibi) önemli ölçüde
artış göstermesi etken olmuştur. Kamu
kesimi borçlanma gereğinin GSMH'ye oranı
1988 yılında %4,8 oranında
gerçekleşmiştir.
1988 yılına kadar bu politikaları
başarıyla uygulayan Türkiye, mevcut
kurulu kapasitesini artıramaması ve kısa
ömürlü sermaye stokunu yenileyememesi
nedeniyle dur-kalk diye tanımlanabilecek
istikrarsız bir büyüme ortamına
girmiştir.
1988 ve sonrasında, ödemeler
dengesindeki olumlu gelişmeler dışında,
işsizlik yüksek seviyesini korumuş,
bütçe açıkları artmış ve buna paralel
olarak fiyat artışları hızlanmıştır.
1989 yılında bu gelişmeler paralelinde
toptan eşya fiyatları endeksi %63,9
oranında artarken, reel GSMH büyüme hızı
%1,6 oranında gerçekleşmiştir.
Plan döneminin son yılında, kamunun, alt
yapı yatırımlarında belli hedeflere
ulaştıktan sonra bu alana yönelik kaynak
tahsislerini azaltması, cari işlemler
dengesinde elde edilen fazla, yeni bir
ekonomik döneme geçişe imkan vermiştir.
1989 yılı bu durumu itibariyle bir geçiş
yılı olma özelliğini taşımaktadır. Bu
yılda kamu kesimi borçlanma gereğinin
GSMH'ye oranı %5,3'e yükselmiştir.
Kamu kesimi borçlanma gereğinin
artışının en önemli nedeni KİT'lerin
borçlanma gereğindeki artıştır.
Ücretlerin yükselmesi, tarım ürünleri
stoklarının artması, bütçeden yapılan
transferlerin azalması ve bunun yanında
artan faiz yükü, KİT'lerin borçlanma
ihtiyacını artırmıştır. 1989 yılında iç
borç stokunda 1988 yılına göre önemli
bir artış olmuş ve iç borç stoku 42
tilyon TL'na ulaşmıştır. Dış borç stoku
ise 42 milyar dolar olmuştur.
1989 yılında ihracat bir önceki yıla
göre aynı seviyesini koruyarak 11.6
milyar dolar olarak gerçekleşmiş,
ithalat ise yükselme eğilimini
sürdürerek 15.8 milyar dolar olmuştur.
Bu durum, dış ticaret açığımızın
artmasına neden olmuştur. Dış ticaret
açığındaki önemli artışa karşın,
görünmeyen işlem gelirlerinde sağlanan
olumlu gelişmeler sonucunda cari
işlemler dengesi, 1989 yılında da
961milyon dolar fazla vermiştir.
1989 yılında büyüme hızının konjonktürel
olarak düşük olması ile birlikte, tarım
sektöründen elde edilen gelirdeki artış
ve uygulanan bazı tedbirler sonucunda
1990 yılında reel GSMH artış hızı, %9,4
olarak gerçekleşmiştir. Bu denli yüksek
büyüme hızının yanı sıra, aynı yıl
Körfez Krizi'nin de etkisiyle Ekim
1990'da petrolün varilinin 15 dolardan
31 dolara çıkması, ithalatı önemli
ölçüde artırmıştır. Bu gelişmeler
sonucunda, 1990 yılında toptan eşya
fiyatları endeksi bir önceki yıla göre
düşüş kaydederek %48,6 düzeyinde
gerçekleşmiştir.
İç talepteki canlılık, 1990 yılında
tüketici fiyatlarının, toptan eşya
fiyatlarından daha hızlı artmasına neden
olmuştur. Bu yıl. tüketici fiyatları
endeksi %60,4 oranında artmıştır. Diğer
önemli bir özellik ise, bütçe
açıklarının finansmanının dış
borçlanmanın yanı sıra yüksek
düzeylerdeki iç borçlanma ile sağlanmış
olmasıdır. 1990 yılında iç borç stoku 57
trilyon TL'na, dış borç stoku ise 49
milyar dolara yükselmiştir. Kamu kesimi
borçlanma gereğinin GSMH'ye oranı %7,6
olarak gerçekleşmiştir.
1990 yılı sonunda ihracat 12.9 milyar
dolar, ithalat ise 22.3 milyar dolar
olarak gerçekleşmiş ve dış ticaret açığı
9.3 milyar dolara ulaşmıştır. Dış
ticaret açığındaki bu büyük artış
nedeniyle cari işlemler dengesi 2.6
milyar dolarlık açık vermiştir. Ayrıca,
petrolünü büyük ölçüde Irak'tan alan
Türkiye, boru hattının kapatılmasıyla
öncelikle Irak'ın üçüncü ülkelere
sattığı petrolden sağladığı navlun
gelirlerinden mahrum kalmıştır.
Körfez Savaşı'nın olumsuz etkileri
sonucunda 1991 yılında büyüme hızında
bir yavaşlama görülmüştür. Bu yıl, reel
GSMH büyüme hızı, 1990 yılına göre çok
büyük bir düşme kaydederek %0,3 oranında
gerçekleşmiştir. Körfez Krizi, Ortadoğu
ülkelerine yapılan nakliye
faaliyetlerini olumsuz etkilemiştir.
Yoğun rezervasyon iptalleri sonucunda
turizm sektörü durgunluğa itmiştir.
Bu dönemde, bankaların kredi faiz
oranlarını yükseltmeleri sonucunda kredi
talebi ve kullandırılabilir miktarlar
azalmıştır. Yüksek düzeydeki para talebi
ve para çekilmeleri de bankalardaki
mevduat düzeyinde reel olarak %9'luk bir
düşüşe yol açmıştır. Bu dönemde iç borç
stoku 94 tilyon TL, dış borç stoku ise
50 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Kamu kesimi borçlanma gereğinin GSMH'ye
oranı da %10,3'e yükselmiştir.
Enflasyon, 1991 yılında da yükselmeye
devam etmiş, toptan eşya fiyat endeksi
%59,2, tüketici fiyat endeksi %71,1
oranında artmıştır. Körfez Krizi
nedeniyle sağlanan hibelerden 1990
yılında 745 milyon dolar, 1991 yılında
ise 1.785 milyar dolarlık giriş olmasına
rağmen Merkez Bankası rezervleri önemli
kayba uğramış, kısa vadeli dış borçların
ödenmesinde zorluklar olmuştur.
1990 yılında dış ticarette görülen
olumsuz gelişmeler 1991'de tersine
dönmüştür. Yıl içinde ekonomideki
durgunluk nedeniyle iç piyasanın
daralması ve döviz kurlarının bir önceki
yıla göre daha hızlı yükselmesi,
ihracatı sürekli uyarırken, aynı
nedenlerle ithalatta önemli bir
yavaşlama meydana gelmiştir.
1991 yılında ihracatımız 1990 yılına
göre %4,9'luk bir artışla 13.6 milyar
dolara yükselirken ithalatımız ise
%5,6'lık bir azalışla 21 milyar dolara
gerilemiştir. Cari işlemler dengesi ise
258 milyon dolar fazla vermiştir. Bu
gelişmelerden sonra 1992 yılında
ekonomide iyileşme belirtileri görülmeye
başlanmıştır. 1992 yılında reel GSMH'da
elde edilen %6,4'lük artış hızı, Türkiye
ekonomisinin uzun dönemli ortalama
kalkınma hızının üzerinde bir orandır.
Haziran 1992'de toplanan Üçüncü İzmir
İktisat Kongresi'nde de bu gelişmeler
paralelinde Türkiye'nin 21. yüzyıla
gelişmiş ilk 15 ülke içinde girme hedefi
ortaya konulmuştur. Bu hedefe ulaşmanın
temelinin, demokrasiyle birlikte gelişen
bir serbest pazar ekonomisi olduğu
vurgulanarak dışa açılma politikasından
hiçbir taviz vermeden, devletin
ekonomiye müdahalesini asgariye
indirmenin şart olduğu belirtilmiştir.
1992 yılında Türkiye'nin ihracatı 14.7
milyar dolar, ithalatı ise 22.9 milyar
dolar olarak gerçekleşmiştir. 1992
yılında cari işlemler dengesi 942 milyon
dolar açık vermiştir. Bu yıl, toplam dış
borç stokumuz 55 milyar dolara, iç borç
stokumuz ise 194 trilyon TL'na
yükselmiştir. Kamu kesimi borçlanma
gereğinin GSMH'ye oranı da %10,6 olarak
gerçekleşmiştir.
1992'de enflasyon artış eğilimini
sürdürmüş ve toptan eşya fiyatları
endeksi %61,4, tüketici fiyatları
endeksi ise %66,0 düzeyinde
gerçekleşmiştir. Altıncı Beş Yıllık
Kalkınma Planı'nın dördüncü dilimi olan
1993 yılında, reel GSMH büyüme hızı %8,1
olarak gerçekleşmiş ve böylece program
hedefi aşılmıştır.
1992 yılında 2.708 dolar olan kişi
başına ulusal gelir, reel olarak önemli
ölçüde artmış ve 1993 yılında 3.004
dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Buna
karşılık kamu kesimi finansman açığının
GSMH'ye oranı yükselmiş, dış ticaret ve
cari işlemler açıkları büyük boyutlara
ulaşmıştır.
Bu yıl, kamu kesimi borçlanma gereğinin
GSMH'ye oranı %11,2 olmuştur. 1993
yılında ihracatımızda büyük bir artış
gözlenmezken ithalatımızda önemli bir
artış gerçekleşmiştir. Bu dönemde
ihracatımız 15.3 milyar dolar,
ithalatımız ise 29.4 milyar dolar
olmuştur. İthalatımızdaki bu artışın
başlıca nedeni, iç talepteki
canlanmadır. Ayrıca, 1993 yılında cari
işlemler dengesi 6.4 milyar dolarlık
açık vermiştir. İç tasarruflar reel
olarak azalmış, önemli boyutta dış açığa
karşı yatırımların GSMH'ye oranı sabit
fiyatlarla gerilemiştir. Bu dönemde dış
borç stoku 67 milyar dolara yükselmiş,
iç borç stoku ise 356 trilyon TL olarak
gerçekleşmiştir.
1993 yılında tüketici fiyatları endeksi
bir önceki yıla göre %71,1 oranında
artarken toptan eşya fiyatları
endeksindeki artış %62,5 oranında
gerçekleşmiştir. Yine aynı yılda
konsolide bütçe gelirlerinin GSMH'ye
oranı %17,6, konsolide bütçe
giderlerinin GSMH'ye oranı ise %24,3
olarak gerçekleşmiştir.
1993 yılında TL mevduatlarında bir
gerileme gözlenmiştir. Buna karşın,
ekonomik faaliyetteki hızlanmaya paralel
olarak kredilerde kayda değer bir
hızlanma gerçekleşmiş, bu hızlanmada
mevduat banka kredilerindeki artış ana
etken olmuştur.