|
Dünya Ekonomisi
Avrupa Birliği
1965'te Brüksel Antlaşması ile kurulup
1967'de işlerlik kazanan Avrupa Birliği
(EC), Avrupa'da var olan üç örgütü bir araya
getirdi: Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu
(ECSC), Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ve
Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (Euratom).
ECSC, kömür ve çelik sağlanması konusunda
ortak bir yol izlemek amacıyla 1952'de
kurulmuştu.
AET 1958'de üye devletlere ortak bir pazar
oluşturmak ve mal, personel ve hizmetlerin
serbestçe taşınması amacıyla kuruldu.
Euratom da 1958'de kuruldu, amacı atom
enerjisinin barışçı amaçla kullanımını
sağlamaktır. Başlangıçta her örgütün de altı
üyesi vardı; Belçika, Fransa, Federal
Almanya, Hollanda, Lüksembourg ve
İtalya-"Altılar Avrupası". Aynı altı ülke
Avrupa Birliği'nin de üyelerini
oluşturuyordu. Avrupa Birliği kendisini
oluşturan kuruluşların amaçlarına uymaya
sürdürdü ve kendi uzun vadeli hedefi olarak,
ECSC, AET ve Euratom'um ayn ayn
başarabileceğinden daha geniş kapsamlı
uluslararası politik işbirliği sağlandı.
1 Ocak 1973'te İngiltere, İrlanda ve
Danimarka, Avrupa Birliği'ne üye oldular.
Yunanistan 1 Ocak 1981'de Avrupa Birliği'nin
onuncu üyesi oldu. İspanya, Portekiz ve
Türkiye'nin ileride üye olabilmeleri için
görüşmeler sürmektedir. Şu anda üye devlet
sayısı 12'dir.
Kuruluşu
2. Dünya Savaşı'nı izleyen yeniden kalkınma
döneminde ortaya çıkan Avrupa işbirliği
düşüncesi, başlangıçta Doğu-Batı arasındaki
anlaşmazlıktan geniş ölçüde etkilendi. Doğu
bloku ülkelerinin karşı çıktıktan Marshall
Planı'nı uygulamak için 1948'de Avrupa
Ekonomik İşbirliği Örgütü (EEC), 1949'da
Avrupa Konseyi kuruldu. Bunları 1952'de ESCS
izledi; bu tek tek hükümetlerden bağımsız
olarak karar verebilen ilk uluslararası
kuruluştu.
ECSC'nin baransı pek büyük
olmadı. Özellikle Fransa'nın geniş kapsamlı
uluslararası güçlere karşı olması ve örgütün
çelik endüstrisindeki kartellere karşı
durabilecek kadar güçlü olmaması yüzünden,
öncü niteliğinin getireceği sonuçlara
ulaşılmadıysa da ekonomi politikası alanında
işbirliğine yönelik ilk adımlar atıldı ve
1957'de Roma'da AET ve Euratom'un
kurulmasını sağlayan anlaşmalar imzalandı.
AET, 1970'den önce bir ortak Pazar ve ortak
bir tarım politikası gerçekleştirmenin
yollarını aradı, tam bir ekonomik
bütünleşmeye 1970'li yıllar içinde
varılacaktı. ECSC ile kazanılan deneyimlerin
ışığı altında, uluslararası olma niteliği
bir ölçüde sınırlandı. Yürütme organı olan
komisyon, karar verme süresi içinde hazırlık
çalışması yapacak ancak, san kararlar
Bakanlar Konseyi tarafından verilecekti. Bu
durum 1967'de Avrupa Konseyi'nin
kurulmasından sonra da geniş ölçüde
sürdürüldü.
Örgütlenme
Bakanlar Konseyi, karar verme ve yasama
görevini yürüten organ olarak genel ekonomi
politikasını düzenler ve üye olmayan
devletlerle anlaşmalar yapar. En yüksek
yargı organı, Avrupa politikasının ana
çizgilerini belirlemek için yılda üç kez
toplanan devlet yöneticilerinin yan resmi
görüşme organı olan Avrupa Koııseyi'dir.
Konseye ve Avrupa Parlamentosu'na sunulan
öneri ve kararlar Avrupa Birliği'nin etkin
yürütme organı olan Avrupa Komisyonu'nca
hazırlanır. Komisyon'un, konsey kararıyla
belirlenen çerçeve içinde bağımsız karar
verebilme yetkisi vardır. Yunanistan'ın da
katılmasıyla komisyon, üye devletler
tarafından önerilen ve 4 yıl görevde kalan
14 üyeden oluşmâktadır. Görev dağıtımı
komisyonun kendi içinde yapılır.
Avrupa Birliği'nin sürekli bir merkezi
yoktur, toplantılar Brüksel, Lüksembourg ya
da Strasburg'ta düzenlenir. Avrupa
Parlamentosu ayda bir kez Strasburg ve
Lüksemburg'da toplanır. 1979'dan bu yana
doğrudan seçimlerin yapıldığı parlamentonun
410 üyesi vardır.
Ulusal devletlerden Avrupa Birliği'ne geçen
yetkilerin çoğu konseyde ve komisyonda
toplanır; hiçbir yasama yetkisi olmayan
yalnız danışma ve denetleme işlevi olan
parlamentonun yetkisi oldukça azdır. Bununla
birlikte parlamento, komisyonu istifaya
zorlama ve konseyin hazırladığı bütçeyi geri
çevirme yetkisiyle baskı uygulayabilir.
Parlamento bu yetkiyi 1979'da kullanmıştır.
Avrupa Birliği'nin Lüksembourg'da adalet
mahkemesi biçiminde bir yargı organı
bulunur. İki gruba ayrılan mahkeme, Avrupa
Birliği'nin yaptığı anlaşmaların
uygulanmasını denetler ve topluluk içindeki
kurumlar, üye devletler ve bireyler
arasındaki anlaşmazlıklarda karar verir.
Mahkeme üye devletleri Avrupa Birliğinin
kararlarına uymaya zorlayabilir. Önemli
kararların alınmasında çoğunlukla fikir
birliği gerekir, ancak bazı durumlarda, bu
durumda yetkili olan çoğunluğunun oylama
gerek vardır. Fransa, Federal Almanya,
İngiltere ve İtalya'nın onar, Hollanda ve
Belçika'nın beşer, Danimarka, Yunanistan ve
İrlanda'nın üçer, Lüksembourg'un iki oy
hakkı vardır.
Çok uzun süren toplantılar artık normal
süreye inmiş ve çoğunlukla uzlaşma yoluyla
sağlanan kararlar güç de olsa
alınabilmektedir. Avrupa Birliği'nin,
ekonomik yapılan oldukça farklı olan 10
üyesi arasında karar verme işleminin giderek
daha da zorlaşacağı ve fikir birliği
ilkesinden vazgeçmek zorunda kalınabileceği
sanılmaktadır. Bu durumda üyeler arasındaki
birliğin korunup korunamayacağı belli
değildir.
İşleyiş
İngiltere'nin Birlik'e geç üye olması en
büyük iki üye devlet olan Fransa ve Federal
Almanya'nın etkinliği kendilerinde
toplamalarına yol açmıştır. İki ülke
birlikte, Avrupa Birliği üyelerinin
toplamının üçte ikisini ellerinde
tutuyorlardı ve aynı zamanda ekonomik yönden
en güçlü olan ülkelerdi.
Federal Almanya ve Fransa arasındaki anlaşma
öteki ülkeleri pek çok konuda oldu bit tiye
getiriyordu. Bu durum, küçük devletler
arasında geniş ölçüde huzursuzluğa neden
oldu. İngiltere topluluğu katıldığında,
büyük güç olma niteliğini çoktan yitirmişti
ve Federal Almanya ile Fransa'nın
üstünlüğünde önemli bir azalma olmadı.
Tarım Politikası
Değişik ekonomik sektörlere gösterilen
ilginin ölçüsü konusunda Avrupa Birliği
kendi İçinde çelişkilere düşmektedir. Avrupa
Birliği bütçesinin dörtte üçü, işgücünün
%10'undan azını karşılayan tarım sektörü
için ayrılmıştır.
Tarım politikasının amacı, yeterli üretim
değişmeyen fiyatlar, yiyecek sağlanması ve
çiftçiler için uygun bir gelirdir. Bu
amaçlara ulaşmak için Avrupa Birliği belli
ürünlerin taban fiyatlarını dondurmuştur.
Bununla birlikte belirlenen düzeyler
gerekenden fazla üretim yapılmasına neden
olmaktadır. (tereyağı üretiminde olduğu
gibi)
Başka bir olumsuz etken de paylaştırmadaki
eşitsizliktir. Az sayı da küçük çiftçi ve
belli ürünlerin alındığı verimli geniş
çiftlikler. Bu tarım politikası, 1970'e
kadar Avrupa işbirliği alanında bir başarı
olarak nitelendirildi. 1970'lerde ortaya
çıkan ekonomik durgunluk görüntüyü
değiştirdi. Akaryakıt ve gübre fiyatları
yükselirken, tarımdaki fiyatlar düştü. Ürün
fazlasından ve fiyatlardaki düşüşten
kurtulmak için getirilen önlemler yeterince
başarılı olmadı.
Avrupa Birliği bütçenin tarım politikası,
ekonomik politikanın büyük bir bölümü,
ekonomideki öteki alanların zararına tarım
politikasına ayrıldı. Avrupa Birliğinin
iflas etmemesi için tarıma ayrılan payın
azaltılması zorunludur.
Komisyon, tarım harcamalarının artışını
durdurmayı ve böylece artacak parayı yöresel
fona ve artan işsizlik gibi toplumsal
sorunlar karşılama fonuna ayırmayı
istemektedir. Bu politikanın uygulanması
bakanlar konseyinin etkisiyle büyük ölçüde
engellenmektedir. Üye ülkelerin tarım
bakanları kendi tarım ödeneklerini
azaltmadıkça, Avrupa Birliği tarıma ayrılan
büyük harcamalarının azaltılması için çok az
şey yapılabilir.
Vergiler
Ortak bir pazar kurulması için dışalım
vergilerini kaldırmak ve birbirine benzer
ulusal bir vergi düzenlemesi getirmek
gerekiyordu. 1968'de AET içinde yapılan
ticarette gümrük vergileri tümüyle
kaldırıldı ve aynı zamanda AET dışı
uygulanacak bir gümrük tarifesi getirildi.
Vergi konusu daha da zordu. En akla uygun
önlem Fransız vergi iadesi ya da katma değer
vergisi sisteminin getirilişiydi. Uygulanan
oran değişmekle birlikti, bu 1972'den beri
bütün üye devletlerle geçerlidir.
Davranış Özgürlüğü
Malların serbestçe taşınması konusuyla
ilgili sınırlı da olsa bir ilerleme
sağlandı. Ülke içi gümrük vergileri ortadan
kalkmakla birlikte gümrükle ilgisi olmayan
çok sayıda engel vardır. Tüm üye ülkelerde
serbest yerleşme hakkı yasal olarak kabul
edilmişti ancak, burada hala mesleki
niteliklerin farklı ülkelerde kabul edilme
durumu gibi pek çok sorun vardır.
Serbest yolculuk olanakları ve herhangi bir
üye ülkede çalışma hakkı ile birlikte
kişilerin hareket özgürlüğü de vardır.
Avrupa Birliği'ne üye ülkelerde yaşayanlar,
her yerde işsizlik sigortası, vergi ve
sağlık konusunda yasal olarak aynı haklardan
yararlanır.
Sermayenin serbestçe yer değiştirmesi henüz
bir kuram aşamasındadır. Avrupa Birliği'nin
henüz gerçekleşmemiş amaçlarından bir olan
ekonomik ve mali işbirliği kurulmasını
sağlamak amacıyla üyeler kambiyo kurları
konusunda işbirliğine varmak için
çalışmaktadır. Özellikle, sermaye
yatırımlarının kar sağlayan birkaç alanda
toplanacağı ya da değersiz dövizlerle
spekülasyon yaratmak için kullanılacağı
endişesiyle sermayenin serbestçe yer
değiştirmesi engellenmektedir.
Bölgesel Politika
Avrupa Birliği içinde belli bölgeler bazı
yönlerden gelişmemiştir. Bu yüzden Avrupa
Komisyonu 1975'te işlerlik kazanan bölgesel
fonu kurmuştur. Fondaki en büyük pay
İtalya'nındır. Özellikle İtalya'nın
güneyinde yoksulluk, yüksek oranda işsizlik,
kötü yerleşme koşullan ve yanlış gelişmiş
yapı sıkıntısı çekilmektedir.
Fonun para kaynaklarının dağılımındaki
çarpıcı özellik, Fransa ve İngiltere gibi
oldukça zengin ülkelerin, Yunanistan gibi
gelişme yönünden geri ülkelerden daha büyük
paylan olmasıdır. Buna benzer bir soruna,
daha da büyük ölçüde, Avrupa Birliği'nin
tarıma yönelik desteklemelerinin bölgesel
dağılımında rastlanır.
1980'de Paris Havzası, Kuzeydoğu Almanya ve
Güneydoğu İngiltere'dekiler gibi gelişmiş
tarım alanları, Kuzeydoğu İtalya ve Güney
Fransa gibi alanlarda %60'ın üzerinde
Sicilya'dan %100'ün üzerinde daha fazla
destek görmekteydiler.
Genel Görünüm
İngiltere'nin topluluğa katılması ülkede
geniş tepkiyle karşılandı. Norveç halkı ise
yapılan oylamada üyeliğe hayır deyince bu
ülke topluluğa katılmadı. Sol görüşlü
ülkeler, örgütün büyük kapitalist ülkeler
için bir araç olduğunu ileri sürerek Avrupa
Birliği'ne karşı çıkmalarının yanı sıra,
ulusal etkinliğinin sınırlanacağı ve eski
ulusal geleneklerin yok olacağından korkan
sağ görüşlü ülkeler de örgüte karşı
çıkmaktadırlar.
Yunanistan'daki muhalefet, güçlü Avrupa
ekonomileriyle birleşmenin zayıf sekt6rlerde
işsizliğe yol açacağından korkmaktadır.
Ulusal hükümetler etkin çıkar gruplarına,
özellikle çiftçi birliklerine karşı her
zaman duyarlı olmuşlardır. Tarım konusunda
daha fazla önemi olan bazı ülkelerin üyeliğe
alınması bunu daha da büyük bir sorun
durumuna getirecektir.
Batı Avrupalı şarap üreticileri ve sebze
yetiştiricileri Türk, Yunan, İspanyol ve
Portekiz ürünlerinin rekabetinden
korkmaktadırlar. Genelde, 1970'lerde
başlayan ciddi ekonomik bunalım Avrupa
Birliğinin görev yapmasını daha da
zorlaştırmaktadır. 1980'de Avrupa Birliği
içindeki toplam işsiz sayısı 8 milyona
ulaşmıştır.
Enflasyon, yüksek faiz oranlan ve artan
uluslararası rekabet, ekonomik durgunluğu
artırmaktadır. Bu durumda hükümetler,
Avrupa'nınkinden çok, kendi ulusal
çıkarlarına yönelme eğilimindedirler. Ne
ölçüde olursa olsun, Avrupa Birliği için
destek fonları kısa dönemde hazır
olmayacaktır, bu da tarımdan çok öteki
ekonomik sektörleri özendirmeyi amaçlayan
politikanın pek başarı şansı olmadığı
anlamına gelir.
Avrupa'da ekonomik birleşme ulusal
ekonomilerdeki durgunluk nedeniyle
yavaşladı. Avrupa Birliği içinde ekonomik ve
politik bir birlik oluşturulması her
zamankinden daha uzak görünmektedir. Avrupa
Birliği, ekonomik bir güç olarak yalnız
Avrupa'da değil, aynı zamanda Üçüncü Dünya
Ülkelerinde de giderek önem kazanmaktadır.
Doğu Avrupa, İskandinavya, Akdeniz
ülkelerinin çoğu ve gelişmekte olan birçok
ülkeyle ilişkiler korunmaktadır. Değişik
ülkelerle ortaklık anlaşmaları, serbest ya
da öncelikli ticaret anlaşmaları gibi
çeşitli anlaşmaları yapılmaktadır.
|
|
|
|